Korona günleri-İrem Alpargun

Okulların tatil olacağı resmi olarak açıklandığında direkt olarak Bursa’ya yani aile evime gittim böylece karantina sürecim başladı.3 haftalık bir karantina sürecinden sonra tekrar okula başlayacağımızı düşünüyordum. Yanıma aldığım eşyalar ve bu sürece hazırladığım psikolojim İstanbul’a 3 hafta sonra döneceğime yönelikti. Zaman geçtikçe süreç daha kötüye gitmeye başladı ve işlerin benim düşündüğüm gibi gitmeyeceğini anladım. Bu süreçte evdeki zamanımı nasıl geçirdiğimi düşünemeden uzaktan eğitim süreci başladı. Aslında derslerin başlamasıyla ben hayatımdaki geri kalan hiçbir şeyi düşünmemeye başlamıştım. Dersler benim koruma kalkanımdı. Benim uzaklaşmama yardım ediyordu; her gün koronadan dolayı ölen kişi sayısından, bir anda İstanbul’daki yaşamımın bitip aile evine geri dönüş psikolojisinden ve birçok kötü sayılabilecek durumdan. Bir veri tabanı olarak ev  atölyesi ile yollarımın kesişene kadar bu durumlardan bir şekilde kaçtım.

Atölye sürecinde ilk olarak Bursa’daki yaşamım ile yüzleştim. Buradaki evde büyüdüm ve sonra üniversite için İstanbul’a yerleştim. Eskiden Bursa’da yaşarken ki düzenimi değiştirmek zorundaydım çünkü şu an ki bana hitap etmeyen şeyler vardı. Mobilyaların yerlerini değiştirmek, çiçek almak ,çeşitli tablolar koymak ile başladım. Evin içindeki küçük değişiklikler ile başlayan değişim beni de etkiledi. Sürecin ve ev yaşantısının farkına varmaya başladım. Farkına vardıkça geçirdiğim zamanın keyfi de çıkıyordu. Bu yönde olumlu gelişmeler olurken bir atölyemizde karantina öncesi yaşamlarımız üzerine konuştuk. Karantina öncesi yaşamlarımız mı? Ben bu konuyu karantinaya girdiğimden beri düşünmemek için elimden geleni yapmıştım! O gece atölyeden sonra masa başına oturdum , karantina öncesi hayatımı nasıldı ve bunu en iyi nasıl anlatabilirim diye düşündüm. Buraya kadar okuduysanız anlayacağınız üzere bir şeyleri daha hikaye gibi anlatmayı seviyorum. Karantina öncesi hayatımı hem özlediğim hem de yüzleşmem gereken diğer bir gerçek olduğu için daha eğlenceli bir hale getirmek istedim. Bu yüzden çizgi romanlardaki anlatım biçimini kullandım. Hem mekanlara kendi yorumumu katmama olanak sağladı hem de o mekanların içindeyken nasıl vakit geçirdiğimi daha iyi kavradım. Sonra bu anlatım biçimini 5 Mayıs-19 Mayıs tarihleri arasındaki karantina döneminde  tuttuğum günlüğüme de işledim. Gün sonunda bugün neler yaptın sorusunu sorup rapor tutmak bana çok iyi geldi bu süreçte. Sizi de bu dünyaya davet ediyorum. Umarım okurken size iyi gelecek bir şeyler bulursunuz!